Loading...
Loading...
Bağlanma kuramı, bireyin yaşam boyu kurduğu sosyal ilişkilerin niteliğini belirleyen, gelişim psikolojisinin temel taşlarından biridir. John Bowlby tarafından geliştirilen bu kuram, çocukların hayatta...
Bağlanma Stilleri: Kuramsal Temeller, Gelişim Süreci ve Yetişkinlikteki Yansımaları
Expert opinion and detailed information
Bağlanma kuramı, bireyin yaşam boyu kurduğu sosyal ilişkilerin niteliğini belirleyen, gelişim psikolojisinin temel taşlarından biridir. John Bowlby tarafından geliştirilen bu kuram, çocukların hayatta kalabilmeleri için birincil bakım verenlerine duygusal olarak bağlanmalarının evrimsel bir temele dayandığını öne sürer (Bowlby, 1969). Bowlby'e göre bu bağlanma ilişkisi, yalnızca fiziksel güvenliği değil; aynı zamanda duygusal ve psikolojik güvenliği de sağlar. Bağlanma, bireyin kendilik algısını, başkalarıyla olan ilişkilerini ve stresle başa çıkma biçimlerini şekillendirir.
Kuramsal çerçeve
Mary Ainsworth ve arkadaşları tarafından geliştirilen "Yabancı Durum Testi" (Strange Situation Procedure), bağlanma stilini sistematik olarak ölçme amacı taşımış ve üç temel bağlanma stilini tanımlamıştır: güvenli, kaçıngan ve kaygılı/çelişkili bağlanma (Ainsworth et al., 1978). Daha sonra Main ve Solomon (1990) bu sınıflandırmaya dağınık (disorganize) bağlanma stilini eklemişlerdir.
Bağlanma stilleri, sadece çocukluk dönemine özgü olmayıp, yetişkinlikte de benzer örüntülerle devam eder. Hazan ve Shaver (1987), yetişkinlerde bağlanma stillerinin romantik ilişkilerde nasıl tezahür ettiğini ortaya koymuşlardır. Buna göre güvenli bağlanmaya sahip bireyler, sağlıklı sınırlar çizebilirken duygusal yakınlığa da açıktır. Kaçıngan bireyler bağlanmaktan kaçınır, mesafeli ilişkiler kurar. Kaygılı bireyler ise sürekli olarak onay ve ilgi arayışı içinde olabilir.
Araştırmalar, güvenli bağlanmanın yüksek benlik saygısı, ilişkisel tatmin ve psikolojik dayanıklılık ile pozitif korelasyon gösterdiğini ortaya koymuştur (Mikulincer & Shaver, 2007). öte yandan, güvensiz bağlanma stilleri depresyon, anksiyete, düşük özsaygı ve ilişki çatışmalarıyla ilişkilendirilmiştir (Dozier et al., 1999).
Psikoterapi süreçlerinde bireyin bağlanma stilinin değerlendirilmesi, terapötik ilişkinin doğasını anlamak açısından kritik öneme sahiptir. özellikle bağlanma temelli terapilerde (örneğin Bağlanma Odaklı Aile Terapisi veya Duygu Odaklı Terapi), danışanın erken dönem bağlanma deneyimlerine yönelik farkındalığı artırılarak güvenli bağlanma örüntüleri yeniden yapılandırılabilir.
Bağlanma stilleri, bireyin hem gelişimsel süreçlerini hem de psikolojik işlevselliğini derinden etkileyen yapısal bir dinamiktir. Erken dönemde kurulan ilişkiler, yalnızca o döneme ait deneyimler değil, aynı zamanda bireyin içsel çalışma modellerini de şekillendirmektedir.